Merhaba;
“Bunu okuduğunda yaklaşık yirmi yıl sonrası olacağı için
elindeki mektuba bakıp burun kıvırma. Nereden geldiğini unutma; sen doğduğun
zaman evlerde doğru düzgün bilgisayar bile yoktu. Bak bilgisayar yoktu diyorum e-mail, “feysbuk”
falan hak getire. Bu mektubu nereden nereye temalı bir düşüncenin akabinde
yazıyorum. Gelecek nesillere miras değil niyetim yanlış anlama. Şu an yirmi
küsürlü yaşların başlangıcındayım ama kafam rahat kırk yaşındaki amcalarla
takılabilir. Erken yaşlılık dedikleri bu olsa gerek. Bu satırlar yazıldığı
sırada üniversite öğrencisi olan ben, muhtemelen elinde diploması ile şimdi
lanet ettiği bu günleri hayıflanarak anan bir adam olacağım. Suçumu baştan
kabul ediyorum ki sonradan arıza çıkmasın. Bir sürü hayalim vardı zihnimde
canlandırdığım, kaçını gerçekleştiririm ya da gerçekleştirdiğim bir tanesi bile
çıkar mı bilemem. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki şimdiye kadar
gerçekleşme olasılığını arttıracak bir gelişme yaşanmadı. Belki de bu hayal
kırıklığının getirdiği cesaret ile döküyorum bu kağıda satırları..
Çok bekledim ben; her şeyi. Fırsat bekledim farketmeden
kaçtı, otobüs bekledim kaç kez gelmedi eve yürüyerek döndüm. Kısmet olmayınca
olmuyor işte. Belki sen bu satırları yalnız bir adam olarak okuyacaksın, valla
benim suçum değil kısmet değilmiş dedim ya birader. Bu arada bazen senli benli
konuşuyorum diye bozulmuyorsundur umarım çünkü herkes kendine dışarıdan bakmayı
sever. İşte aynalar, sırf bu vazife gerçekleşsin diye vardır. Bu satırları
okurken orta yaşlı (muhtemelen saçları-sakalları beyazlamaya başlamış) bir adam
olacaksın. Mektubu okuduktan sonra bir şeyler değişsin hayatında. Mesela çık bir
dolaş gel, bütün gün evde oturma, birinin kapını çalmasını bekleme. Ara bir de
şu sakallarını kes ulan, adama benze biraz yüzün gözün açılsın. Ben zamanında
hayvanlık etmiş olabilirim sen etme. Çünkü ben gençtim o kredileri harcadım,
sana da bir bok kalmadı. Tamir edeceksin eskiden kırdıklarını. Gülümse mesela. Bir
de o kızı unut artık. Neredeyse torun torba sahibi olacaksınız ulan ayıptır.
Zamanında söyleyecektin sevdiğini, şimdi hayıflanmanın faydası yok. Eskiden
olsa sana esnafla iyi geçin derdim ama büyük ihtimal çevren “avm”lerle dolu
olacağı için siktir et duymazdan gel bu dediklerimi. Bunları okuyacak kadar
yaşamayı becerir misin bilmem ama ne yap et bu mektubu koyduğun yeri unutma, o
zamana kadar da sakın okuma! Hadi eyvallah..”
Kendin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder